✨ Haberlerden anında haberdar olmak istiyorsanız; üye ol

Şimdi Kayıt Ol
Diğer

Jeotermal Isıtmalı Sera: Ege’den Yükselen Yeni Nesil Tarım Hikayesi

İzmir’in kuzeyinde, Aliağa’nın rüzgârla şekillenmiş tepelerinden birinde, sessiz bir dönüşüm yaşanıyor. Samurlu Mahallesi civarında, toprak altında 1.600 metreye kadar inen sondajlardan çıkan sıcak su, artık yalnızca enerji üretmek için değil, geleceğin tarımına hayat vermek için kullanılıyor. Bu bölgedeki yeni Jeotermal Isıtmalı Sera projesi, Türkiye’nin jeotermal potansiyelini tarımsal üretimle buluşturan en dikkat çekici örneklerden biri olarak görülüyor.

Seranın kurulumu tamamlandığında, sıcak su hem tesisin ısıtılmasında hem de iç ihtiyacı karşılayacak elektrik üretiminde kullanılacak. Böylece enerji dışa bağımlılığı en aza indirilecek, sera iklimi yıl boyunca dengede kalacak. Bu sistem, klasik seracılığın maliyet yükünü hafifletirken aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik açısından da önemli bir adım anlamına geliyor.

Bu proje yalnızca enerji verimliliğiyle değil, üretim yöntemiyle de öne çıkıyor: serada topraksız tarım sistemi kullanılacak. Geleneksel tarımda toprağa bağlılık, iklim değişikliği ve toprak yorgunluğu gibi sorunları beraberinde getirirken, bu sistemde bitkiler doğrudan besin çözeltisinden tüm ihtiyaçlarını alıyor. Kontrollü bir ortamda, suyun, ısının ve besin dengesinin titizlikle ayarlandığı bir düzende büyüyorlar.

Topraksız sistemin ilk deneme ürünü olarak fesleğen seçilmiş. Aromasıyla hem iç pazarda hem ihracatta talep gören bu bitki, kısa büyüme süresi ve yüksek verimi sayesinde yatırımcıların ilgisini çekiyor. Fesleğen üretiminde en önemli faktörlerden biri istikrarlı sıcaklık. Bu nedenle jeotermal enerjiyle ısıtılan bir serada, bitkinin yıl boyu aynı kalitede yetişmesi mümkün hale geliyor. Ayrıca, klasik yöntemlerde karşılaşılan zararlı ve hastalık riskleri minimuma iniyor; su kullanımı ise geleneksel üretime göre %80’e kadar azalıyor.

Jeotermal Isıtmalı Sera

Seranın altyapısında kullanılan otomasyon sistemleri, iklim kontrolünü tamamen dijital bir düzleme taşıyor. Nem, sıcaklık, ışık ve karbondioksit seviyesi anlık verilerle ölçülüyor. Üretim süreci bu verilerle sürekli optimize ediliyor. Topraksız tarımın doğasında var olan yüksek teknoloji gereksinimi, projeye mühendislik açısından farklı bir boyut kazandırıyor.

Bu noktada, kurulum sürecinde teknik çözüm ortağı olarak yer alan Agrox Proje markası dikkat çekiyor. Şirket, topraksız tarım sistemleri, sera otomasyonu ve iklim kontrol teknolojilerinde uzmanlaşmış bir mühendislik firması olarak biliniyor. Agrox’un katkısıyla proje, yalnızca üretim hedefli bir yatırım olmaktan çıkıp, aynı zamanda ileri tarım teknolojilerinin sahada uygulanabildiği bir örnek haline geliyor.

Jeotermal Isıtmalı Sera

Bölgedeki ilk hedef, yüksek verimli fesleğen üretimi. Ancak uzun vadede ürün çeşitliliğine gidilmesi planlanıyor. Bu çeşitlilik, hem ticari sürdürülebilirliği hem de bölge ekonomisine katkıyı artıracak. Üretim aşamalarında kullanılan yenilenebilir enerji sayesinde karbon salımı minimum düzeyde kalırken, enerji döngüsü tamamen kapalı bir sistem içinde işliyor. Yani burada kurulan sera, doğadan aldığı enerjiyi doğaya geri kazandıran bir model oluşturuyor.

Samurlu’da yükselen bu yapı, sadece bir tarım tesisi değil, geleceğin üretim anlayışının bir prototipi olarak görülüyor. Sessizce çalışan pompaların, sıcak suyun ve yeşeren fesleğenlerin ardında; teknolojinin, doğanın ve insan emeğinin dengeli birlikteliği var. Her yeni filiz, toprağa dokunmadan büyüyor ama yine de doğanın bir parçası olmaktan vazgeçmiyor.

Konu hakkında detaylı bilgi için Kuzey Ege Haber – ALİAĞA-SAMURLU’DA KURULAN SERA SICAK SU İLE ISITILACAK, SICAK SU İLE ELEKTRİĞİ ÜRETİLECEK yazısını inceleyebilirsiniz.

Topraksız tarım seraları hakkında detaylı bilgi için Bir Dönümde 10.000 Ürün: Topraksız Tarımda Kârlılığın Yeni Formülü yazımızı incelemeden geçmeyin!

Kaynak:

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu